Musa Çelebi Ankara Savaşı'nda Timur'a tutsak düşen babasının yanında esir olarak kaldı. Bazı kaynaklara göre, Yıldırım esarette 1403'de ölünce cenazesi Timur'un emri ile Musa Çelebi eşliğiyle Bursa'ya gönderildi. Bursa Timur ve ordusunun işgaline uğramış, talan edilmişti. Musa Çelebi Timur'dan beratlı olan bir emir olarak Bursa'da hükümet etmeye başladı. Aynı yıl İsa Çelebi Karesi civarlarına gelip Musa'yı tehdide başlayınca, Musa Çelebi ona karşı bir sıra başarılı hücumda bulundu ama onu ortadan kaldıramadı. Balıkesir civarındaki en son çarpışmada Musa Çelebi yenildi. Önce Germiyan'a kaçtı ve oradan da Karamanoğlu Mehmet Bey'e sığındı. Musa Çelebi 1409'da sonradan Bursa'yı eline geçirmiş ama bu şehri Süleyman Çelebi'ye kaptırıp Amasya'ya çekilmiş olan kardeşi Mehmet Çelebi'den bir mektup aldı. Süleyman Çelebi'yi ortadan kaldırmak üzere bir strateji bulup üzerinde anlaşmak üzere iki kardeş Kırşehir civarında, Cemele Kalesinde buluştular. Kabul ettikleri plana göre Musa Çelebi Rumeli'ye, Eflak'a geçecek, civardan topladığı askerlerle Edirne üzerine yürüyecekti. Mehmet Çelebi'yse, Süleyman Çelebi'nin boş bıraktığı Bursa'ya hücum edecekti. Yani Mehmet Çelebi ve Musa Çelebi Osmanlı devletini ikiye bölmeyi, Musa Çelebi'nin Edirne'de Osmanlı Rumeli toprakları sultanı olmasını, ve Mehmet Çelebi'nin ise Bursa'da Osmanlı Anadolu toprakları Sultanı olmasını kabul ettiler.
Musa Çelebi bir gemi ile Sinop'tan Eflak'a geçti. Eflak voyvodası olan Mirce'nin kızı ile evlendi. Mirce'nin sağladığı çok sayıda Eflak askerleri ile Türkmenlerden oluşan yeni bir ordu kurdu. Bunu haber alan Süleyman Çelebi Bursa'dan hemen Bizans desteği için Konstantinopolis'e ve oradan da Edirne'ye geçti. Amasya'dan yürüyen Çelebi Mehmet de Bursa'yı eline geçirdi. Musa Çelebi yeni topladığı ordusu ile 1410'da Balkanlardan güneye indi. Bizans destekli Süleyman Çelebi ordusuna karşı Edirne ile Eyüp arasındaki bölgede bir dizi baskın ve ufak çarpışmalar başlattı. Musa Çelebi ordusuyla en son olarak 17 Şubat 1411'de bir soğuk kış gecesi, Süleyman bir hamamda içki alemindeyken, Edirne'yi bastı. Süleyman Çelebi taraftarları ve ordusu moral yitirmiş ve bir kısmı ayrılmıştı. Diğerleri ise onu savunmaktan kaçındılar. Süleyman durumu bildirenlere önce inanmayıp onlara hakaret etti; ama sonunda durumunun vehametini anlayınca geceleyin yanında çok az sayıda adamıyla Edirne'den kaçtı. Ama Döğenciler köyüne gelince tanındı ve köylüler Süleyman'ı öldürüp kesik başını Edirne'ye, Musa Çelebi'ye gönderdiler. Böylece Musa Çelebi 1410'da Edirne'de tahta geçti. Osmanlı Devleti Çelebi Mehmet Anadolu'da ve Musa Çelebi Avrupa'da hükümdar olarak ikiye bölünmüş oldu. Rumeli yakasında Edirne'de hüküm sürmeye başlayan Musa Çelebi, Süleyman Çelebi'den daha etkin politikalar uygulamaya başladı. Önce sınır gazilerinin isteklerini karşılayarak Köprülü ve Provadı kalelerini, Nobirda gümüş madenleri merkezini eline geçirdi. Mihaloğlu ve akıncıları Makedonya'nın içlerine akınlar yaptı.
Bizans İmparatoru ile Süleyman Çelebi'nin yaptığı anlaşma feshedildi. Bununla birlikte Süleyman Çelebi'nin Bizans'a terk etmiş olduğu arazileri geri istedi. Bu isteğinin kabul edilmemesi ve gerçekte Süleyman Çelebi'ye verdiği destek dolayısıyla II.Manuel'i cezalandırmak gerektiğini düşündü. Bizans'ın eline geçmiş olan bölgeleri Musa Çelebi tekrar aldı. Ama Musa Çelebi'nin uyguladığı esas 1412'de yeni bir Konstantinopolis kuşatması başlatması oldu. Musa Çelebi'nin ufak deniz gücünün yenilgiye uğratılması ve Konstantinopolis kara surlarının aşılmaz olarak görülmesine rağmen Musa Çelebi karadan kuşatmaya devamda ısrar etti. 1411'de Bizans İmparatoru İstanbul'da rehin olarak tutulan Süleyman Çelebi'nin oğlu Orhan Çelebi'yi serbest bıraktı. Orhan Çelebi kendine asker toplayarak Selanik'te isyan çıkarttı. Fakat Musa Konstantinopolis kuşatmasını bırakmadan bu isyan bastırıldı. Bu birlikler sonra da Bizans'a ait olan Teselya bölgesine akınlar yaptılar. Musa Çelebi'nin haşin tabiatı ve kendini taraftarlarından ayrı tutması onların gücenmelerine yol açtı. Örneğin Eski Saray etrafına yaptırdığı yüksek surlar kendi şahsi güvenliği için uygun gelmekle beraber, kendini halktan ve taraftarlarından ayırmasını sembolize etmekteydi. Balkanlarda bulunan Gazi akıncıların kazanmış oldukları güç, ganimet ve onlara verilen tımarları imtiyazlar olarak görerek onları azaltmaya koyulup sınırlardaki gazi emirleri gücendirdi. Şeyhülislam olarak atadığı Şeyh Bedrettin'in fikirleri ile, hem medreseli Sünnileri hem de ülkenin zengin ileri gelenlerini kızdırdı. Devletinin idaresini elinde tutan Çandarlı vezirleri Bizans'la ve Anadolu'da bulunan Mehmet Çelebi ile gizli müzakerelere giriştiler.
Bizans İmparatoru 1412 başlarında Bursa'ya bir gizli elçi gönderdi ve Mehmet Çelebi'yi İstanbul'a davet etti. Onu 3 gün süren şaşaalı bir ağırlama töreni ile Musa Çelebi'ye karşı savaşa ikna etti. Bizanslılar Mehmet Çelebi ordusunu Boğaz üzerinden Rumeli'ye geçirdiler ve Ekim 1412'de iki kardeş İnceğiz Muharebesi'ne giriştiler. Bu muharebede Musa Çelebi galip geldi. Mehmet Çelebi yaralandı. İstanbul'a, sonra da Bursa'ya çekildi. Mehmet Çelebi bundan yılmadı. O yılın sonlarında yeni bir ordu ile gelip Boğazı geçti ve Bizans ve Sırp askeri takviyeleriyle Musa Çelebi üzerine yürüdü. Bir seri çatışmalar yapıldı ve bu ikinci seferki çatışmalarda da Musa Çelebi galip gelip kardeşini Bursa'ya geri püskürttü. 15 Haziran 1413'de Mehmet Çelebi yeni bir orduyla Karadeniz üzerinden Trakya'ya asker çıkardı. Musa Çelebi'nin askerleri bu sıralarda iyice moral yitirmiş ve ümera da Musa Çelebi'ye yüz çevirmişti. Bu sefer iki kardeş ordusu Vize Muharebesi'ne giriştiler. Bu sefer Musa Çelebi mağlup oldu ve muharebe meydanından kaçtı. Ama Edirne'ye gitmedi. Mehmet Çelebi bir süre, Musa Çelebi'yi yakalamak için Trakya'da uğraşı verdi. 5 Temmuz 1413'te Musa Çelebi küçük bir ordusu ile Sofya yakınlarında, Samkov civarında bulunan Çamurlu Derbendi'nde kıstırıldı. Büyük bir direniş gösterdi, ağır yaralandı. Kaçmaya çalışırken bir çeltik arığına düştü. Mehmet Çelebi askerleri Musa Çelebi'yi burada yakalayıp, hemen boğup öldürdüler. Musa Çelebi'nin cenazesi Bursa'ya gönderilerek kardeşleri İsa Çelebi ve Emir Süleyman yanında Yıldırım'ın türbesine gömüldü. Böylece Osmanlı Devleti'nin ikiye bölünüp, tek devlet olarak ileride yaşamasını tehdit eden, çok büyük tehlikeli bir dönem olan Fetret Devri'nin son safhası sona ermiş oldu.
Bizans İmparatoru ile Süleyman Çelebi'nin yaptığı anlaşma feshedildi. Bununla birlikte Süleyman Çelebi'nin Bizans'a terk etmiş olduğu arazileri geri istedi. Bu isteğinin kabul edilmemesi ve gerçekte Süleyman Çelebi'ye verdiği destek dolayısıyla II.Manuel'i cezalandırmak gerektiğini düşündü. Bizans'ın eline geçmiş olan bölgeleri Musa Çelebi tekrar aldı. Ama Musa Çelebi'nin uyguladığı esas 1412'de yeni bir Konstantinopolis kuşatması başlatması oldu. Musa Çelebi'nin ufak deniz gücünün yenilgiye uğratılması ve Konstantinopolis kara surlarının aşılmaz olarak görülmesine rağmen Musa Çelebi karadan kuşatmaya devamda ısrar etti. 1411'de Bizans İmparatoru İstanbul'da rehin olarak tutulan Süleyman Çelebi'nin oğlu Orhan Çelebi'yi serbest bıraktı. Orhan Çelebi kendine asker toplayarak Selanik'te isyan çıkarttı. Fakat Musa Konstantinopolis kuşatmasını bırakmadan bu isyan bastırıldı. Bu birlikler sonra da Bizans'a ait olan Teselya bölgesine akınlar yaptılar. Musa Çelebi'nin haşin tabiatı ve kendini taraftarlarından ayrı tutması onların gücenmelerine yol açtı. Örneğin Eski Saray etrafına yaptırdığı yüksek surlar kendi şahsi güvenliği için uygun gelmekle beraber, kendini halktan ve taraftarlarından ayırmasını sembolize etmekteydi. Balkanlarda bulunan Gazi akıncıların kazanmış oldukları güç, ganimet ve onlara verilen tımarları imtiyazlar olarak görerek onları azaltmaya koyulup sınırlardaki gazi emirleri gücendirdi. Şeyhülislam olarak atadığı Şeyh Bedrettin'in fikirleri ile, hem medreseli Sünnileri hem de ülkenin zengin ileri gelenlerini kızdırdı. Devletinin idaresini elinde tutan Çandarlı vezirleri Bizans'la ve Anadolu'da bulunan Mehmet Çelebi ile gizli müzakerelere giriştiler.
Bizans İmparatoru 1412 başlarında Bursa'ya bir gizli elçi gönderdi ve Mehmet Çelebi'yi İstanbul'a davet etti. Onu 3 gün süren şaşaalı bir ağırlama töreni ile Musa Çelebi'ye karşı savaşa ikna etti. Bizanslılar Mehmet Çelebi ordusunu Boğaz üzerinden Rumeli'ye geçirdiler ve Ekim 1412'de iki kardeş İnceğiz Muharebesi'ne giriştiler. Bu muharebede Musa Çelebi galip geldi. Mehmet Çelebi yaralandı. İstanbul'a, sonra da Bursa'ya çekildi. Mehmet Çelebi bundan yılmadı. O yılın sonlarında yeni bir ordu ile gelip Boğazı geçti ve Bizans ve Sırp askeri takviyeleriyle Musa Çelebi üzerine yürüdü. Bir seri çatışmalar yapıldı ve bu ikinci seferki çatışmalarda da Musa Çelebi galip gelip kardeşini Bursa'ya geri püskürttü. 15 Haziran 1413'de Mehmet Çelebi yeni bir orduyla Karadeniz üzerinden Trakya'ya asker çıkardı. Musa Çelebi'nin askerleri bu sıralarda iyice moral yitirmiş ve ümera da Musa Çelebi'ye yüz çevirmişti. Bu sefer iki kardeş ordusu Vize Muharebesi'ne giriştiler. Bu sefer Musa Çelebi mağlup oldu ve muharebe meydanından kaçtı. Ama Edirne'ye gitmedi. Mehmet Çelebi bir süre, Musa Çelebi'yi yakalamak için Trakya'da uğraşı verdi. 5 Temmuz 1413'te Musa Çelebi küçük bir ordusu ile Sofya yakınlarında, Samkov civarında bulunan Çamurlu Derbendi'nde kıstırıldı. Büyük bir direniş gösterdi, ağır yaralandı. Kaçmaya çalışırken bir çeltik arığına düştü. Mehmet Çelebi askerleri Musa Çelebi'yi burada yakalayıp, hemen boğup öldürdüler. Musa Çelebi'nin cenazesi Bursa'ya gönderilerek kardeşleri İsa Çelebi ve Emir Süleyman yanında Yıldırım'ın türbesine gömüldü. Böylece Osmanlı Devleti'nin ikiye bölünüp, tek devlet olarak ileride yaşamasını tehdit eden, çok büyük tehlikeli bir dönem olan Fetret Devri'nin son safhası sona ermiş oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder